Northkoala logo
NORTHKOALA:

Project Detail

Yalan Söylemek

Yalan, doğru olmadığı bilindiği halde, niyetle söylenmiş yanlış sözdür. Her yanlış söz yalan değildir. Yalan: hata ve yanlış sözden ayrı, kandırma içeren bir eylemdir. Karşıdakini kandırmak amaçlı söylenmiş yanlış ifadedir.  Aldatmak ve kandırmak ile yakın anlamdadır. Yanlış ve hatadan ayrı olduğunu söylesek de, bunların yerine de kullanılagelmiştir. Kesin bir anlama sahip değildir. Kendi içinde birçok anlam barındırır. Yalan diye kast edilen bazı anlamlar:  Kötü niyet, büyük yalan, blöf, saçmalık,  ekonomik yalan,  bağlamsal yalan, abartı, fabrikasyon, yarım gerçek, dürüst yalan, ihmal, minimizasyon(indirgeme), yanıltma, patolojik yalan, yalan yemin , kibar yalan, sinsi sözcükler, beyaz yalan sayılabilir.

NEDEN YALAN SÖYLERİZ

Zarar görme, ceza, reddedilme, kayıp korkusu ve  özgecil(başkalarını düşünen) amaçlı yalanlarımız var. Nedenler de, yalan tanımları gibi çok çeşitlidir. Öncelikli neden başka bir çaremizin olmadığını düşünmemizdir. Bir anlamda çaresizlik sonucudur diyebiliriz. Kimse yalana başvurmak istemez. Çünkü kendisine de yalan söylenmesini istemez. Yalanın bir acziyet içerdiğini söyleyebiliriz. Ancak zayıf ve çaresiz hissediliyorsa yalana başvurulur.
Lerner (1993) ‘Kandırma dansı’ adlı kitabında, yalan söyleme eylemini ve onun türlerini ifade etmek için kullanılan ellinin üstünde (örn., uydurmak, üstünü örtmek, blöf yapmak, abartmak, saklamak, aldatmak, beyaz yalan, örtbas etmek, ihanet etmek, yalan söylemek) deyimin bulunduğunu belirtmiştir. Dolayısıyla, bu denli çeşitliliğe sahip olan yalanlar, çok sayıdaki işlevi, karmaşık doğası ve yaygın kullanımıyla ilgili olarak karmaşık bir tablo çizmektedir. Doğal olarak, böylesine karmaşık bir tabloya sahip olan yalanların sınırlarının çizilmesi ve tanımlanması oldukça zordur.
Sisella Bok (1978), yalanlarla ilgili kitabında, yalan ve kandırmanın farklı terimler olduğunu ileri sürmüştür. Birini kasıtlı olarak kandırdığımızda bizim inanmadığımız bir şeye birisini inandırmak için ona yanıltıcı bir mesaj iletiriz. Bunu, mimikler yoluyla, saklayarak, eylemlerle veya eylemsizlikle, hatta sessiz kalma yoluyla gerçekleştirebiliriz. Kandırmak için kullanılan bir mesajın yalan olarak değerlendirilebilmesi için onun sözel, yazılı ya da sembollerle ifade edilmesi gerekmektedir. Diğer bir deyişle, kandırmanın daha geniş bir kategori olduğunu, yalanın ise kandırmanın sadece bir yönünü ifade ettiğini ileri sürmektedir.
Ekman insanların sözcük kullanmadan da yalan söyleyebileceklerini, bilgi gizlemenin (concealment) de yanlış bilgi verme (falsification) kadar ‘yalan’ kabul edildiğini ve bunların aynı amaca ulaşmak için kullanılan farklı yalan teknikleri olduğunu ileri sürmektedir. Ekman, yalanı diğer kandırma türlerinden ayıran iki ölçüt belirlemiştir. Bu ölçütlerden ilki, yalan söyleyen kişinin niyetidir. Yani, yalan söyleyen kişi isteyerek, bilinçli bir şekilde karşısındaki kişiye yanlış bilgi vermeyi seçmiştir. İkinci ölçüt ise, yalan söylenen kişinin, kendisine yalan söylendiğinin farkında olmamasıdır. 

Doğruluk işimizi çözseydi yalan söylemezdik. Belli ki bir işlevi vardır. Ancak yalanların getirisi ile götürüsünü karşılaştırdığımızda elde ne kalıyor? Yani, yalan söylemek tamam, bu geçici bir çözüm sunuyor. Ancak yalanın bizden götürdüğü şeyler yok mudur? Bu sorunun yanıtı görüşümüzün açıklığına bağlıdır. Eğer yalanlarımızın dünyasında yaşıyorsak işe yarayıp yaramadığını göremeyiz. Çünkü kendimizi yalanların dünyasına bağlamışızdır. Önemli konularda yalan söylemek ile kendimizi yalanların alternatif dünyasına sevk etmişizdir.
15- years of experience
Admin@northkoala.com
13 years of experience
Do Not Wait, Contact with us now.